'Kedi Eros davası'nda savcılıktan cezaya itiraz
Hayvana yönelik şiddet, tüm tepkilere rağmen yaygın bir şekilde yaşanmaya devam ediyor. Şiddetin önüne geçilmesi adına caydırıcı kanunların hazırlanma talebi, kamuoyu tarafından yüksek bir şekilde dile getiriliyor.
KEDİ EROS DAVASINDA 2 YIL 6 AY CEZA
Geçtiğimiz aylarda, İstanbul'un Başakşehir ilçesinde kedi 'Eros', İbrahim Keloğlan isimli şahsın şiddetine maruz kalarak can verdi. Olayın kamuoyuna yansımasıyla infial yaşandı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sonucunda davada Keloğlan, 'evcil hayvanı kasten öldürme' suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
KARARA SAVCILIKTAN İTİRAZ
Mahkeme kararına savcılık tarafından itiraz edildi. Savcılığın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunduğu itiraz dilekçesinde, sanık İbrahim Keloğlan’ın olay tarihinde, site sakinleri ve müşteki tarafından beslenip bakımı yapılan kediye asansör içerisinde tekme vurduğu ve kedinin can havliyle koridora kaçtığı belirtildi.
Dilekçede, sanığın kedinin kaçmasını engelleyecek şekilde, koridor kapılarını kapattığı ve defalarca kendisinden kaçmaya çalışmışsa da kediyi tekmelemekten ısrarla vazgeçmediği ve sürekli olarak öldürmeye yönelik eylemine devam ettiği anlatıldı.
VİCDANA UYGUN OLMAYAN KARAR
Dilekçede, Hayvanları Koruma Kanunu’nun birinci maddesinde belirtilen kanunun amacı da dikkate alınarak, sanık hakkında takdiren ve tehdiden, üst hadden hapis cezası verilmesi gerekirken ceza adaletine ve kamusal vicdana uygun olmayacak şekilde temel ceza tayinine gidildiği kaydedildi.
Savcılık dilekçesinde, canavarca hisle, hunharca eziyet çektirerek, yoğun kast altında işlenen eyleme yönelik üst hadden ceza verilmemesi durumunda hangi daha vahim eylem ve hadiseye bu miktar ceza verileceğinin de anlaşılamadığına dikkati çekildi.
Sanığın, eylemi gerçekleştirme biçiminde olayın son derece ağır ve vahim olduğuyla ilgili bir kuşku olmadığı vurgulanan dilekçede mahkemenin kararında, kastın yoğunluğu, canavarca his, eziyet çektirerek evcil hayvanın öldürülmesinin kamusal ve toplumsal vicdanları yaralamasına karşın maddenin öngördüğü ölçülere göre temel cezanın belirlenmediği belirtildi.
Dilekçede, temel cezanın belirlenmesinde şikayetçi olup olunmaması ile zararın karşılanıp karşılanmamasına bakılmadığına, sanığın olay sonrasında gösterdiği kişilik özelliklerinin (pişmanlığını) ölçüt olarak sayılmadığına işaret edilerek, tüm bu açıklamalar ışığında temel cezanın belirlenmesinde yanılgıya düşüldüğü ifade edildi.
'DAVRANIŞLAR İNDİRİM NEDENİ OLAMAZ'
Her ne kadar Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 62’nci maddesi uyarınca cezada takdiren indirim yapılmışsa da sanığın duruşmadaki mahkemeyi etkilemeye yönelik tutum ve davranışlarının takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınmayacağının altı çizilen dilekçede, sanığın canavarca hisle ve eziyet çektirerek eylemini gerçekleştirmesi, suçun işleniş biçimi, güttüğü amaç ve kastının yoğunluğu da dikkate alındığında, TCK’nın 62’nci maddesinin yetersiz gerekçeyle uygulanmasının usul ve yasalara aykırı olduğuna dikkati çekildi.
Savcılık istinaf dilekçesinde, mahkemece üst hadden ceza verilmemesi, sanık hakkında TCK 62’nci maddesinin uygulanması, mahkumiyet hükmüyle birlikte sanığın tutuklanmaması sebepleriyle, usul ve esas yönünden kararın kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün bozulması, bununla birlikte sanığın tutuklanmasına karar verilmesi talep edildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.