Papa Francis organ bağışını savundu ama kendi organlarını neden bağışlamadı?
Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, organ bağışı konusunda yıllardır güçlü bir duruş sergileyerek bu eylemi hem etik hem de insani bir sorumluluk olarak nitelemişti. 2019 yılında yaptığı bir konuşmada organ bağışını “evrensel kardeşliğin bir ifadesi” olarak tanımlayan Papa, bağışın bireyin ötesinde düşünme yetisini gösterdiğini söylemişti.
Papa'nın cenazesinde Türkiye'yi kim temsil edecek
Ancak Papa Francis’in ölümünün ardından kendi organlarının bağışlanmayacağı açıklandı. Bu karar kişisel değil; Vatikan'ın papalara özgü tarihi ve dini geleneklerine dayanıyor.
PAPALARIN BEDENİ “KİLİSE’YE AİT” SAYILIYOR
Papa’nın organlarının bağışlanamamasının ardındaki gerekçeler, Katolik Kilisesi’nin yüzyıllardır uyguladığı özel kurallarla ilgili. Vatikan’a göre papaların bedenleri yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda kutsal bir sembol niteliğinde. Bu nedenle de papa öldükten sonra bedeni üzerinde yapılan işlemler, dini ritüellerin bir parçası olarak görülüyor.
Bu konu daha önce 2011 yılında, dönemin ruhani lideri Papa 16. Benedict’in bir organ bağışı kampanyasında gönüllü olarak isminin geçmesiyle gündeme gelmişti. Ancak Vatikan, Benedict’in organ bağışlayamayacağını açıklayarak bu tür girişimlere kapıyı kapamıştı.
RİTÜEL VE SEMBOL DENGESİ
The Guardian’a konuşan Vatikan kaynakları, bir papanın organlarının başka bedenlerde yaşamaya devam etmesinin, onun ölümünden sonra düzenlenen anma törenlerinde sembolik ve ritüel zorluklar doğuracağını belirtti. Kilise’ye göre bir papanın bedeni, ölümünden sonra da “bütün” kalmalı ve Kilise'nin mülkiyeti olarak korunmalı.
Bu yaklaşım, Vatikan’ın dini ritüellerle modern etik anlayışı arasında kurmaya çalıştığı dengeyi gözler önüne seriyor. Papa Francis ise kişisel olarak organ bağışını teşvik etmeye devam etmiş, bu konudaki inancını her fırsatta dile getirmişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.