İmamoğlu: Uydurma, kumpas içerikli yalan ifadelerdir

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, hakkında yürütülen "Kent Uzlaşısı" soruşturması kapsamında emniyette verdiği ifadenin ayrıntıları belli oldu. İmamoğlu’nun ifadesinin 5 saat sürdüğü öğrenildi.

"AHLAKSIZ VE KASITLI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

İmamoğlu, "Terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı" sorusuna, "Türkiye Cumhuriyet Devleti ve Milleti aşığı bir kişiyim. Öyle bir ailede doğdum büyüdüm, ben hiç kimse ile vatan sevgisi konusunda yarışmam. Çünkü her vatandaşı vatansever olarak kabul ederim. Ama bana göre milletini vatanını ve bayrağını benden çok seven yoktur. Bu soruyu de yukarıdaki soru gibi ahlaksız ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum" şeklinde yanıt verdi.

"İTİBARSIZLAŞTIRMA OPERASYONU"

İmamoğlu, “AK Parti'nin İstanbul’da ve 26 ilçede kaybettiği seçimden yaklaşık 7 ay sonra başlatılan bu süreci, kasıtlı bir itibarsızlaştırma operasyonu olarak görüyorum. Ya Yüksek Seçim Kurulu görevini yapmamıştır ya da yürütülen soruşturmalar hakkaniyetten uzaktır” dedi.

"UYDURMA, KUMPAS İÇERİKLİ VE YALAN İFADELERDİR"

Soruştumada yer alan gizi tanık ifadelerini kabul etmeyen İmamoğlu "CHP’nin siyasi geçmişi ve kurumsal yapısı, herhangi bir partiyle ilişki kurmak için dışarıdan bir aracıya ihtiyaç duymaz, duyamaz. Gizli tanık uygulamasını ve beyanlarını kabul etmiyorum. Uydurma, kumpas içerikli ve yalan ifadelerdir” dedi.

"GENÇLERİN UMUDUNU PERİŞAN ETMİŞTİR"

Türkiye'nin ekonomisinin alt üst olduğunu itibarının zedelendiğini belirten İmamoğlu "Gençlerin umudunu perişan etmiştir. Elbette bu süreci yöneten insanlar ve yöneticisinin, yüce yaradan huzurunda hem de bu dünyada hukuk önünde hesap vereceği günler yakındır. Ben ülkemiz için büyük tehdit haline gelen sürecin milletimiz tarafından anlaşılması için elimden geleni yapacağım." ifadelerini kullandı.

"HAKKIMI ÖMRÜM BOYUNCA HUKUKİ YOLLARDAN ARAYACAĞIMI BEYAN EDİYORUM"

İmamoğlu'nun ifadesinin devamı:

Milyon kat milletimizin gücünü arkamda daha fazla hissediyorum. Cesaretimin tarifini dahi yapamam. Koltuğunu korumak için her şeyi yapmayı kendine hak gören ve milletimize ait olan her şeyin; diplomanın, mülkiyetin, şirketlerin, yeşil alanların, okulların, boğaz kıyılarının kendine ait olduğunu düşünen bu zihniyetten ülkemizin bir an önce kurtulması şarttır. Aksi takdirde insanlarımızın geleceği tehdit altındadır.

Demokrasi aşığı bir kişi olarak bu süreci önüme koyan herkesi en üst seviyede kınıyor, hakkımı ömrüm boyunca hukuki yollardan arayacağımı beyan ediyorum. Hak yemem, hakkımı da yedirmeme prensibimi milletimiz çok iyi bilir. Bu iftiralar milletimizin bağrındaki duvarlara çarpıp geri dönecektir."