Sazlıbosna cinayeti iddianamesinde şoke eden detaylar: 6 yıl sonrasında yaşananlar gün yüzüne çıktı

Arnavutköy Sazlıbosna Barajı’nda 6 yıl önce cesedi bulunan 4 yaşındaki Melike Eşiyok’un cinayetine ilişkin iddianame tamamlandı. Kardeşleri H. ve E. Eşiyok’un öğretmenlerine anlattıklarıyla korkunç gerçek ortaya çıktı. Çocuklar, “Bizi ve Melike’yi aç ve susuz bıraktılar. Babamız kalorifere bağlar, üvey annemiz çekiçle vururdu. Sonunda öldürüp çuvala koydular” dedi.

6 YIL SONRA GELEN İTİRAF

2018 yılında balıkçılar tarafından Sazlıbosna Baraj Gölü’nde bulunan bir ceset, kimliği tespit edilemediği için soruşturma bir süreliğine askıya alınmıştı. Ancak 6 yıl sonra, Melike’nin kaybolmasından sonra hayatı cehenneme dönen kardeşleri H. ve E. Eşiyok, öğretmenlerine yıllarca yaşadıkları korkunç işkenceleri ve ablalı ölümleriyle ilgili itiraflarda bulundu. Okulda öğretmenlerine başlarından geçenleri anlatan çocuklar, başlarına gelenler hakkında çok önemli bilgiler verdi. Öğretmenlerinin durumu polise bildirmesiyle birlikte soruşturma yeniden açıldı.

KARDEŞLERİNİN İTİRAFLARI ŞOK ETTİ

Çocuklar, Melike'nin aç bırakıldığını, sürekli fiziksel şiddete uğradığını, ve en sonunda öldürülüp cesedinin bir çuvala koyularak gömüldüğünü söyledi. Kardeşler, üvey annelerinin, Melike’ye ve kendilerine sürekli hakaret ettiğini, yememeleri için yemekleri aç bir şekilde bırakıp evde işkence uyguladığını belirtti. Özellikle babalarının, Melike’yi daha da kötü durumda bırakıp vücuduna işkence ettiğini dile getirdi.

BABASI KALORİFERE BAĞLADI, ÜVEY ANNESİ AÇ BIRAKTI

İddianameye göre, baba Cahit Eşiyok ve üvey anne Zehra Öztürker, çocuklara sistematik işkence uygulamaya devam etti. Çocukların ifadesine göre, Melike’nin babası Cahit Eşiyok, küçük kızın vücuduna büyük zararlar verdi. Çocuklar, “Babamız, Melike’yi kalorifere bağlar, bu şekilde cezalandırırdı. Üvey annemiz Zehra ise bizi aç bırakır, bize yemek yerine çekiçle vurur, korkutucu şekilde bağırarak işkence yapardı” dediler.

Çocukların korku içinde yaşadıkları bu korkunç evde, her gün daha da kötüleşen şartlarda kalmalarına göz yuman her iki suçlu, cinayet sonrası da korkutma ve tehditler ile çocukların susmalarını sağladı. Ancak çocuklar, içlerindeki korkuyu ve acıyı daha fazla tutamayarak, öğretmenlerine durumu anlattılar.