Yıldızlar Holding talan faaliyetlerinde hız kesmiyor: Yeni hedefi Ankara Gölbaşı'nı kömüre bulamak

EBRU YAZICI

Ülkenin dört bir yanında peş peşe kömür madenleri için verilen onaylarla talan sahaları genişlerken bir proje de Ankara’dan geldi. Çeşitli yaban hayvanlarının yaşam alanı olmaya devam eden ve aynı zamanda kent sakinlerinin de nefes almak için uğrak noktası olan Gölbaşı için Yıldızlar SSS Holding, Çevre Bakanlığının jet hızıyla verdiği onay neticesinde talan projesine başlıyor. Konuya ilişkin yetkililer de bölge halkı da şimdiden huzurlarının kalmadığını söyledi.

Türkiye, kömür ocaklarının sebep olduğu doğa talanı, tarım alanlarının verimsizleşmesi ve su kirlenmesi tehlikeleriyle her gün daha fazla karşı karşıya bırakılıyor. Buna rağmen projelerin ardı arkası kesilmiyor. Yıldızlar SSS Holding’in imzası ve Çevre Bakanlığının onayıyla Gölbaşı Özel Çevre Koruma alanına 10 km ve Mogan gölüne 20 km mesafede işletme ruhsatı verilen alanda yüzbinlerce ton düşük kalitede linyit kömürünün çıkarılması ve Eskişehir Mihalıççık ilçesinde bulunan Yunus Emre Termik Santraline taşınması planlanıyor.

BAKANLIKTAN JET HIZIYLA ÇED’SİZ ONAY VERİLDİ

Yıldızlar SSS Holding, talan projesine hızla başlayabilmek adına hukuk kurallarını da kendi lehine kullanmaktan çekinmemiş. Söz konusu maden sahası yaklaşık olarak 11.000 dönüm araziyi kaplamaktayken ve şirketin, hedeflediği yılda ortalama 500 bin ton linyiti çıkarabilmesi için sahanın tamamının kullanılmasının şart olduğu ortadayken, holdingin sahibi olan Sebahattin Yıldız’ın imzasını taşıyan proje için işletme, Çevre Bakanlığına kullanacakları sahayı “sadece 25 hektar yani 250 dönümlük bir arazi” şeklinde bildirmiştir.

İşletme onayını geçtiğimiz yılın ocak ayında alan şirket, ÇED denetiminden kaçmak için başvurulan bu yöntem sayesinde aslında ruhsat sahasının sadece yüzde 2’si için işletme ruhsatı almış oldu.

“KÖYÜMÜZÜ DE YOLUMUZU DA İŞGAL ETMESİNLER”

Ankara’nın ikinci en büyük kömür madeni olma iddiası taşıyan bu proje ile Gölbaşı’nın büyük tahribata uğrayacağı endişeleri artıyor. Kömür ocağında kullanılacak patlayıcı maddeler sebebiyle yer altı sularının olumsuz etkileneceği ortadayken zaten su sıkıntısı ile yüz yüze olan Ankara için bu projenin geri dönülemez sorunlara yol açacağı da iddialar arasında.

Proje hayata geçerse en çok maden ocağının hattı üzerinde bulunan Karagedik, Dikilitaş, İkizce ve Oyaca köyleri ile Haymana ve Polatlı’ya bağlı köyler olumsuz etkilenecek.

Konuya ilişkin konuşan Kırıklı Köyü Muhtarı Ali Rıza Özdemir, biz buranın yıllardır yaşayan halkı olarak bu projeyi istemiyoruz dedi. Özdemir konuşmasında şu ifadelere de yer verdi:

“Biz istemiyoruz. Bu projenin en büyük zararı bize olacak. Zaten burada bir kömür ocağı var yıllardır ve hayatı bize her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Hem yolumuzu kapıyor hem de tozundan kirinden nefes alamıyoruz. Şimdi bir de onun bilmem kaç katı büyüklüğünde başka bir kömür ocağı projesinden bahsediyorlar. Burası iyice yaşanamaz hale gelir demektir bu. Kimse istemiyor. Bu proje olursa buradan 70-80 tır geçip duracak düşünebiliyor musunuz? Biz şu anda buradan geçen tırların tozundan kömüründen rahat nefes alamıyoruz zaten. Ayrıca yollarımız kapanacak, ulaşımımız zorlaşacak. Buranın halkının tek sahip olduğu yer yine burasıdır. Başka yere de göçemez, biz buralıyız. Burası bizim yaşam alanımız. İşgal etmelerini istemiyoruz. Hukuki mücadelemizi de iptal edilsin diye sürdürüyoruz.”

“BİRİLERİ GÖZÜNÜ KARARTMIŞ DURUMDA”

Benzer şekilde projeye ilişkin tedirginlerini ifade eden ve soru önergesini de veren Gölbaşı İlçe Meclis Üyesi Aysel Kanber de “Birileri gözünü Ankara’da Gölbaşı ilçesinin Kırıklı Mahallesi’ne dikmiş durumda. Sanki kömür aramak için başka hiçbir yer kalmamış gibi Başkent’in akciğeri olan, iki doğal gölü ve bir ormanı bulunan Gölbaşı kalmış gibi. Mogan ve Eymir Gölleri projenin her aşamasından olumsuz etkilenecek. Ayrıca bölgede yaşayan canlılar da olumsuz etkilenecek. Gölbaşı’nda tespit edilmiş 83 farklı kuş türü ve 47’si endemik olmak üzere 493 bitki türü var. Projenin yapım aşamasından sonrasında kömürlerin 200 km uzaklıktaki santrala taşınmasında çıkacak toz ve atığına kadar her şey bu canlılar için ölüm demek.” ifadelerini kullandı.