Ruh sağlığı en bozuk kuşak açıklandı: Depresyon ve stresle mücadele edemiyorlar
Avustralya'nın önde gelen eğitim kurumlarından biri olan Sydney Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırma, yeniden kamuoyunun dikkatini çektiği belirtildi. Araştırmaya göre, en kötü ruh sağlığına sahip kuşağın, 1990-1999 yılları arasında doğan bireyler, yani Y kuşağı olduğu belirtildi. Araştırmada bu neslin depresyon, anksiyete ve stres gibi ruh sağlığı sorunlarını önceki nesillere kıyasla çok daha yüksek oranlarda yaşadığını ortaya koydu.
Dünyada artan sosyal medya kullanımı, ekonomik belirsizlikler, iş güvencesizliği ve hızlı teknolojik değişimlerin bu nesil üzerindeki baskısının bir sonucu olarak değerlendirildiği kaydedildi. Sydney Üniversitesi’nin bu bulguları, gençlerin ruh sağlığı konusunda daha fazla desteğe ve farkındalığa ihtiyaç duyduğunu vurgularken toplumun çeşitli kesimlerinde farkındalık yaratılmasını amaçladığı ifade edildi. Araştırmacılar, özellikle bu nesle yönelik daha etkin psikolojik destek mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiğini savunduğu belirtildi.
"CİDDİ RİSK ALTINDA"
ABD merkezli saygın bilimsel dergi Proceedings of the National Academy of Sciences’da “Bugüne kadar bireylerin yetişkinliğe geçişlerinde ruh sağlıklarında iyileşme yaşamaları beklenirdi. Bu nedenle, genellikle çocuklar ve gençlerin ruh sağlığındaki bozulmalara odaklanıldı. Ancak elde ettiğimiz veriler, sadece çocukların değil, yetişkinlerin de ciddi risk altında olduğunu gösteriyor” denildi.
ÖNEMLİ RİSKLER TAŞIDIĞI BELİRTİLDİ
Dr. Richard Morris, bugün 40’lı ve 50’li yaşlardaki bireylerin de ruh sağlığı açısından önemli riskler taşıdığını söyledi. Morris, “1990’larda doğan bireyler, yetişkinlik dönemine geldiklerinde önceki nesillerde gözlemlenen ruh sağlığı iyileşmesini yaşamıyor. Bu, diğer nesillerde görülen bir gelişme trendinin bu kuşakta gerçekleşmediğini açıkça ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
Morris, bu bulguların, özellikle Y kuşağının karşı karşıya olduğu zorlukların altını çizdiğini ve toplumun bu konuya daha fazla eğilmesi gerektiğini belirtti. Araştırmacılar, bu kuşağın yaşadığı sosyal, ekonomik ve teknolojik baskıların, ruh sağlığı üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler yarattığını ve bu sorunların üstesinden gelmek için daha fazla destek ve müdahalenin gerekli olduğunu aktardı.
EKRAN BAŞINDA FAZLA VAKİT GEÇİRMENİN ETKİSİNİN BÜYÜK OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Uzmanlar, sosyal medya platformlarının ve ekran başında geçirilen uzun sürelerin kaygı, depresyon ve bağımlılık gibi ruh sağlığı sorunlarının artmasında önemli bir rol oynadığını vurguladı. Sosyal medya, bireyler üzerinde sürekli bir kıyaslama baskısı yaratırken, dijital dünyada geçirilen fazla zaman, yüz yüze sosyal etkileşimleri azaltarak yalnızlık hissini ve sosyal izolasyonu tetiklemektedir.
Kaynak:AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.