Çalışanların en büyük sorunu tükenmişlik! Y ve Z kuşakları için alarm zilleri çalıyor

Günümüz iş dünyasında çalışanların esenlik düzeyini belirleyen faktörler giderek daha fazla önem kazanıyor. Wellbees ve Kariyer.net iş birliğiyle gerçekleştirilen “Esenlik Araştırması”, çalışanların tükenmişlik seviyelerini etkileyen kritik unsurları ortaya koydu. 26 sektörden 1.000 çalışanın katıldığı araştırma, Y ve Z kuşaklarının en düşük esenlik seviyesine ve en yüksek tükenmişlik hissine sahip olduğunu gösterdi.

Araştırmaya göre tükenmişlik hissini artıran en önemli faktörlerden biri rol belirsizliği. Çalışanların iş yerinde kendilerinden ne beklendiğini bilmeme ve görevlerinin net olmaması, iş tatminini azaltarak tükenmişlik sendromuna yol açıyor. Buna karşın çalışma özerkliği (çalışanların kendi kararlarını alabilmesi) ve sosyal ilişkilerden duyulan memnuniyet, tükenmişliği azaltan temel etkenler olarak öne çıkıyor.

Araştırmanın dikkat çeken bulgularından biri de eko-anksiyete kavramının çalışanlar üzerindeki etkisi. Küresel iklim krizine yönelik artan farkındalık, çalışanlarda kaygı ve korkuya sebep olurken, bu durumun genel esenlik ve tükenmişlik seviyelerini orta derecede etkilediği belirlendi. Makroekonomik istikrarsızlık da çalışanların hem genel esenliklerini hem de iş yerindeki tükenmişlik seviyelerini doğrudan etkileyen faktörlerden biri olarak öne çıktı.

Araştırmaya katılan çalışanların yüzde 80,5’i ofisten, geri kalan kısmı ise hibrit veya uzaktan çalışıyor. Ancak ofisten çalışanların işten ayrılma niyetinin, diğer gruplara kıyasla daha yüksek olduğu belirlendi. Uzaktan ve hibrit çalışma modelleri, çalışanların iş tatminini artırarak tükenmişliği azaltan önemli bir etken olarak görülüyor.

Araştırma, çalışanların ücret dışında en önemli beklentilerini de ortaya koydu. Buna göre:
- Yan haklar (özel sağlık sigortası, yemek kartı vb.) en yüksek beklenti olarak öne çıkıyor.
- İşin anlamlı olması ve kişisel değerlerle örtüşmesi, çalışanlar için büyük önem taşıyor.
- Esnek çalışma olanakları, çalışanların tükenmişlik hissini azaltmada etkili bulunuyor.
Sertifikasyon veya diploma eğitimi gibi uzun süreli eğitim beklentileri, çalışanlar için öncelikli bir konu olmaktan çıkmış durumda. Z kuşağı ise anlam arayışı, esneklik ve özel izinleri daha önemli bulurken, gelişim ve eğitim imkanlarına daha az önem veriyor.

Araştırma sonuçları, çalışanların büyük bir kısmının psikolojik destek ve stres yönetimi uygulamalarını olumlu karşıladığını gösteriyor. Özellikle kadınlar, evliler ve ekonomik olarak daha varlıklı ailelerde yetişen bireyler bu tür desteklere daha sıcak bakıyor. Esnek çalışma olanakları, çalışan esenliğini artırmada en etkili faktör olarak öne çıkarken, esenlik ve stres yönetimi eğitimleri ile uzman destekleri de yaygın görülen uygulamalar arasında yer alıyor.

Araştırma, özellikle Y ve Z kuşağının tükenmişlik hissi ve düşük esenlik düzeyi açısından risk altında olduğunu gösteriyor. İş dünyasında çalışma özerkliği, esnek çalışma imkanları ve güçlü sosyal ilişkiler, çalışan mutluluğunu artıran temel unsurlar olarak dikkat çekiyor. İşverenler için en büyük meydan okuma ise ofis ortamında çalışan bağlılığını artırmak ve çalışanların tükenmişlik hissini azaltacak stratejiler geliştirmek olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.