Eski Şam Büyükelçisi Ömer Önhon: 'İki taraf da görüşme zemini hazırlanması için çalışıyor'

Eski Şam Büyükelçisi Ömer Önhon: 'İki taraf da görüşme zemini hazırlanması için çalışıyor'
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Esad arasındaki görüşme tartışmalarını değerlendiren "Türkiye'nin eski Şam Büyükelçisi Ömer Önhon, "İki tarafın da lehine olacak gerekçeleri var böyle bir yakınlaşma için. 12 yıl oldu kriz başlayalı ve iş birliği olmadan sorunların çözülemeyeceği sonucuna varmış olmalı ki, iki taraf da böyle bir görüşme zemini hazırlanması için çalışıyor." dedi.

Eski Şam Büyükelçisi Ömer Önhon, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasındaki yakınlaşma sürecine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkiler, 2011'de iç savaşın başlamasıyla gerilmişti. Türkiye, bu süreçte terör örgütlerinin Suriye’nin kuzeydoğusundaki varlığını artırmasıyla 2016'da bazı bölgeleri kontrol altına almıştı. Türkiye'nin bölgedeki askeri varlığını geri çekmesi ise Suriye ile normalleşme sürecinin ön koşullarından biri olarak görülüyor.

2023 ortasında donan görüşmeler, son dönemde yapılan açıklamalarla yeniden canlanma olasılığı kazandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ile normalleşme sürecine ilişkin Esad'a "her an" davette bulunabileceklerini açıklarken, Esad da "Türk askerlerinin Suriye topraklarından çekilmesi" halinde görüşmeyi değerlendireceğini belirtti.

Ömer Önhon, KARAR'a yaptığı açıklamada, iki liderin de "aradaki görüşme zemininin hazırlanmasına yönelik çalıştığını" belirtti. Önhon, Rusya’nın Suriye ve Türkiye arasında arabuluculuk yaptığını ve iki tarafı bir araya getirmenin kendi çıkarları lehine olacağını düşündüğünü ifade etti. Rusya'nın iki tarafla da özel ilişkileri olduğunu vurgulayan Önhon, bu arabuluculuğun önemine dikkat çekti.

Önhon, Esad liderliğindeki Suriye'deki mevcut durumun karmaşık olduğunu belirterek, Suriye’deki durumun iyi olmadığını ve topraklarının önemli bir kısmının kontrollerinin dışında olduğunu anlattı.

ESAD'IN SOMUT ADIM TALEBİ

Beşar Esad'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türk ordusunun kuzey Suriye'den çekilmesi halinde görüşmeyi değerlendireceğini belirttiğini aktaran Önhon, "Türkiye daha istekli taraf gibi gözüküyor şu anda. Esad ise daha somut bir zeminde ilerlenmesi gerektiği gibi bir yaklaşım sergiliyor" dedi. Esad'ın Türk askerinin Suriye’nin kuzeyinden çekileceğine dair somut bir garanti istediğini belirten Önhon, iki tarafın farklı yaklaşımlarını da ortaya koydu.

DİPLOMASİ VE MİLLİ ÇIKARLAR

Erdoğan ve Esad’ın birbirlerine yönelik sert tutumlarının ardından tekrar görüşme sinyalleri vermesi, uluslararası siyasette dikkat çekiyor. Önhon, uluslararası ilişkilerin kişisel ilişkiler üzerinden değil, milli çıkarlar üzerinden yürütüldüğünü belirterek, "İki tarafı bu noktaya getiren nedenlerin başında ortak çıkarlar geliyor" dedi. 

SIĞINMACILARIN GELECEĞİ

Erdoğan-Esad görüşme sürecinin olumlu sonuçlanması durumunda Türkiye’deki sığınmacıların geleceği hakkında da değerlendirmelerde bulunan Önhon, "Normal şartlarda, Türkiye’deki sığınmacılar zaten statüleri geçici biliyorsunuz. Türkiye, Suriyeli sığınmacılara insani nedenlerle ülkeye kabul etmişti. Ama şartlar düzelince, Suriyelilerin memleketlerine geri dönmeleri beklenir" dedi. Ancak bu sürecin de zorluklarla dolu olduğunu belirten Önhon, sığınmacıların hemen geri dönmesinin gerçekçi olmadığını belirtti.

RÖPORTAJIN TAMAMI

KARAR: Suriye'de büyükelçilik yapmış bir diplomat olarak, bölgedeki konjonktürü yakından biliyorsunuz. Bölgedeki siyasal durumu incelediğimizde, Sayın Cumhurbaşkanı'nın Beşar Esad ile yakınlaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ömer Önhon: "İki tarafın da lehine olacak gerekçeleri var böyle bir yakınlaşma için. 12 yıl oldu kriz başlayalı ve iş birliği olmadan sorunların çözülemeyeceği sonucuna varmış olmalı ki, iki taraf da böyle bir görüşme zemini hazırlanması için çalışıyor. Zaten bir süreç başlamıştı bundan birkaç yıl evvel ama çeşitli nedenlerden dolayı tıkanmıştı, yani ilerlemiyordu liderler seviyesinde. Fakat şimdi o tıkanıklık aşılmaya çalışılıyor. Rusya ara buluculuk yapıyor. Rusya’nın iki tarafla kendine özel ilişkileri var ve iki tarafı bir araya getirmenin kendi çıkarları lehine olacağını düşünmüş olmalı ki, bu konuda arabuluculuk yapıyor ve Esad’la Erdoğan’ı bir araya getirmeye çalışıyor."

"ESAD ARTIK ÇEKİLMEYİ ÖN KOŞUL OLARAK İLERİ SÜRMÜYOR"

KARAR: Beşar Esad'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türk ordusunun kuzey Suriye'den çekilmesi halinde görüşme durumunu değerlendirdiğini duyuyoruz. Bu gelişmenin iki lider arasındaki stratejik yansımalarını nasıl yorumluyorsunuz?

Ömer Önhon: "Türkiye daha istekli taraf gibi gözüküyor şu anda. Esad ise daha somut bir zeminde ilerlenmesi gerektiği gibi bir yaklaşım sergiliyor, yani öyle bir hava veriyor en azından. Daha evvel ön koşul olarak Türk askerinin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesini ileri sürmüşlerdi herhangi bir görüşmeye başlamak için. Ama şimdi bunu ön koşul olarak ileri sürmüyorlar; Türk askerinin oradan çekileceğinin bir şekilde somut garantisinin verilmesini istiyorlar gibi bir durum var. Bu iki yaklaşım arasında fark var: Önce çekil, sonra görüşelim değil de, önce çekileceğine söz ver ve bunu somut bir şeye bağla, ondan sonra görüşebiliriz gibi bir tavırları var."

KARAR: Erdoğan ve Esad’ın birbirlerine yönelik sert tutumlarının ardından tekrar görüşme sinyalleri vermesi, uluslararası siyasette nasıl yorumlanmalıdır? Geçmiş gerilimler yerine güncel stratejik çıkarların ön planda olduğunu söyleyebilir miyiz? Türkiye ve Suriye arasındaki hangi ortak çıkarlar bu diplomatik yakınlaşmayı teşvik ediyor?

Ömer Önhon: "Uluslararası ilişkiler kişisel ilişkiler üzerinden yürümez, milli çıkarlar üzerinden yürütülür. Dolayısıyla, eğer anlaşmazlığın bir yerinde bir şekilde masaya oturmak gerekirse, diplomasinin devreye girmesi gerekir. Tabii, onca laf söyleyip, ondan sonra o lafları söylenmemiş kabul etmek, muhataplarına sormak lazım ama sonuçta bir noktada diplomasi devreye girecek.

Kolay bir süreç olmaz tabii; öyle iki ülkenin devlet başkanı buluşsa bile bütün sorunlarını ertesi gün çözülecek gibi bir şey yok. Sorunlar yıllar içinde birikti, yumak haline geldi ve çözmesi çok zor. Bir kısmı diğerlerinden daha bile zor. Tabii iki taraf anlaşma yoluna girmeyi kabul ederlerse ve devlet başkanları düzeyinde bir görüşmeyle bunu sembolik olarak ilan ederlerse, sorunların oturup görüşülmesi, müzakere edilmesi ve çözülmeye çalışılması süreci başlamış olur. Ama dediğim gibi, ne kadar çözümlenebilir, onu kestirmek mümkün değil; ya da ne kadar sürede çözümlenebilir, biraz evvel dediğim gibi.

"ESAD O KADAR DA RAHAT DEĞİL"

İki tarafı bu noktaya gelmesine yol açan nedenlerin başında ortak çıkarlar geliyor. Yani çıkarlarını artık birbirleriyle savaşmakla değil de oturup konuşmakta ve sorunları çözmekte gördüler ki, böyle bir yola girmeye çalışıyorlar. Birçok sorun var, örneğin sığınmacılardan güvenlik sorunlarına kadar birçok mesele var. Şu anda Suriye’de durum hiç iyi değil; aslında Şam’da koltuğunda oturması her şeyin yolunda gittiğini göstermiyor. Aksine, topraklarının önemli bir kısmı kontrol dışında, ekonomik durum çok kötü ve yaptırımlar devam ediyor. Dolayısıyla, böyle bir anlaşma, böyle bir çözüm Esad’ın da çok işine gelmesi lazım.

"SURİYELİ MUHALİFLER MESELESİ TÜRKİYE İÇİN DURUMU ZORLAŞTIRIYOR"

Ama öbür tarafta Suriye muhalefeti var; Türkiye yıllardır bu Suriye muhalefeti ile çok yakın ilişkiler kurdu ve onları destekledi. Şimdi gerçi Türk tarafından o muhalifleri sakinleştirmeye yönelik açıklamalar geldiğini görüyoruz; ‘Sizi yarı yolda bırakmayacağız’ gibi. Ama bu çok zor bir mesele tabii. Bir taraftan Türkiye böyle söylüyor ama öbür taraftan Esad bu muhalifleri terörist olarak görüyor. Yani iki taraf terörle mücadele edeceğiz diyor ama terörist olarak tanımladıkları gruplar üzerinde bir görüş birliği yok diye düşünüyorum. Bütün bunlar konuşup çözülmesi gereken şeyler ama geç de olsa diplomasinin devreye sokulup uzlaşma aranması olumlu bir şeydir."

KARAR: Eğer Erdoğan-Esad görüşme süreci olumlu sonuçlanırsa, Türkiye’deki sığınmacıların geleceği hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Ömer Önhon: "Normal şartlarda, tabii ki Türkiye’deki sığınmacılar zaten statüleri geçici biliyorsunuz. Türkiye, Suriyeli sığınmacılara insani nedenlerle ülkeye kabul etmişti. Ama şartlar düzelince, geçici kavramının gereği olarak Suriyelilerin memleketlerine geri dönmeleri beklenir. O ülkenin yeniden imarında da onlara ihtiyaç olacaktır. Fakat bu konunun da zorlukları var; bütün kamuoyu konuşuyor zaten, bu da yıllar içinde biriken sorunların çok önemli bir parçası. İki devlet başkanı bir araya geldi ve el sıkıştı, sığınmacılar ertesi gün dönecek gibi bir beklentinin ben çok gerçekçi olmadığını düşünüyorum."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.