Sinan Ateş Davası'nda ikinci gün: Savunmalar devam ediyor

Sinan Ateş Davası'nda ikinci gün: Savunmalar devam ediyor
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan ve 22 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmanın ikinci celsesi Sincan Cezaevi’nde başladı.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in 30 Aralık 2022'de uğradığı silahı saldırı sonucu hayatını kaybetmesine ilişkin açılan davanın birinci duruşmasının ikinci celsesi, bugün saat 09.00’da Sincan Cezaevi’nde başladı. Duruşmayı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Sercan Hamşıoğlu ile Selçuk Türkoğlu, Saadet Partisi milletvekilleri Mustafa Kaya ve Mehmet Atmaca takip ediyor.

Dün gerçekleşen duruşmada, sanıklar Eray Özyağcı, Tolgahan Demirbaş, Doğukan Çep, Suat Kurt, Vedat Balkaya, Aşkın Mert Gelenbay, Zekeriya Asarkaya ve Hakan Saraç'ın ifadeleri alındı. Sanıklar, olay günü yaşananlara dair beyanlarda bulunarak, savunmalarını gerçekleştirdiler.

Karar'ın aktardığına göre; dün cinayetin tetikçisi Eray Özyağcı ve azmettiricisi Doğukan Çep savunma yaptı. Bugün ise aralarında dönemin Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ın da aralarında bulunduğu 14 sanığın savunma yapması bekleniyor.

BUGÜN SAVUNMA YAPACAK İSİMLER

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü duruşmasında tutuklu yargılanan sanıklar Murat Can Çolak, Ufuk Köktürk, Mustafa Uzunlar, Osman Bayraktar, Mehmet Yücel, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Serdar Öktem, Caner Günay, Emre Yüksel, Umut Ersoy, Alper Atay, Erdem Karadeniz ve Mustafa Ensay Aykal savunma yapacak.

12.30: Mahkeme Başkanı Serdar Öktem'in sorgusu sırasında, Ayşe Ateş'in avukatı Ali Yücel'in kolluk kuvvetleri tarafından dışarı çıkarılması talimatını verdi. Müşteki avukatlar bu duruma tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı, itiraz eden avukatlara sıfatına bakmadan dışarı çıkarabileceğini belirtti. Bunun üzerine bir avukat, "Atabilirsiniz" dedi.

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır da mahkemeye itirazda bulundu. Mahkeme Başkanı, Çayır'ın da dışarı çıkarılmasını istedi. Polisler bir süre tereddüt etti, ancak Mahkeme Başkanı'nın baskısıyla Çayır da dışarı çıkarıldı. Mahkeme Başkanı, polislere yönelik olarak da suç duyurusunda bulunacağını belirtti.

Daha sonra Mahkeme Başkanı, emniyet müdürünü çağırarak, polislerin talimatını yerine getirmemesi durumunda işlem yapılması gerektiğini vurguladı. Polislere yönelik, "Görevinizi yapmıyorsunuz, devletin gücünü yerine getirmiyorsunuz. Talimatı ben verdim, sorumluluğu benim" şeklinde tepkilerde bulundu. Mahkeme Başkanı, müşteki avukatlarına da, düzeni bozacak şekilde davranmamaları ve beyanlarını sınırlı bir şekilde ifade etmeleri uyarısında bulundu.

11.45: Sanık Aytaç Ataç’ın savunmasına geçildi.

Aytaç Ataç, savunmasında suçlamaları reddederek şunları söyledi:

“Tolgahan Demirbaş’ı tanıyorum, her hafta takımını çiftlikte kahvaltı yaptırdı. Kendisi de sürekli gelmeye başladı, köpek hediye etti. Ona bakmaya geliyordu. Tolgahan benden habersiz oraya çokça gitmiştir, köpekleri beslemiştir. Olay günü saat 11 sularında beni aradı, çiftliğe gideceğini söyledi. Biz Yavuz Süleymanoğlu’yla restoranda otururken telefon geldi, 'Sinan Ateş’i vurmuşlar' dedi. 'Kim o' dedim, 'eski Ülkü Ocakları Başkanı' dedi, ben de 'Tolgahan tanır' diye aradım. 'Vurmuşlar haberin var mı' dedim, 'yok abi' dedi. Sonra öldüğünü gördüm, öldü mü, nereli diye aramalar yaptım. Cenazesine baktım, çok üzüldüm. Benim tek bildiğim budur. Olay günü Çağlar’ı da aradım (Zorlu). 'Sinan Ateş vurulmuş haberin var mı' dedim.

10.20: Duruşmada, sanıklardan otopark sahibi Uzunlar’ın ortağı olan Osman Bayraktar’ın savunmasına geçildi.

Bayraktar, aynı zamanda diğer sanıklardan Hakan Saraç’ın geçmiş dönemde cezaevinden arkadaşı.

Bayraktar, hakkındaki suçlamaları reddetti.

Doğukan Çep, Bayraktar’ın savunması sırasında söz istedi. Soru sormaması ve ne dediğinin anlaşılmaması üzerine mahkeme başkanı sinirlenerek, “Kes sesini, otur yerine, alın mikrofonunu” diye bağırdı.

10.10: Mustafa Uzunlar'ın savunması başladı.

Tetikçi Eray Özyağcı, 28 Aralık'ta özel harekât polisleri Muratcan Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey'in kullanımındaki kiralık transporter araçla Ankara'ya getirilmişti.

Aracın sahibi olan otopark işletmecisi Mustafa Uzunlar da gözaltına alınarak tutuklanmış, ifadesinde söz konusu aracı Ataşehir’deki otoparkta iki polisin aldığını söylemişti.

t24'te yer alan habere göre; Mustafa Uzunlar savunmasında suçlamaları reddederek, “27 Aralık günü otoparka gittiğimde Doğukan Çep otoparktaydı. Kendisi araç kiralamak için benden araç istedi. Polis arkadaşlarla birlikte düğün tebriğine gidip geleceğiz dedi. Ben de aracı kiralayabileceğimi söyledi. İndirim de yaptım, polisler var diye de güvendim. Ben aracı yıkamaya verdiğimde, bu iki polis arkadaşın ‘Pavyona gideriz’ konuşmalarına denk geldim. Aracı polislere çalışanım teslim ettim, ben spora gittim. Doğukan ben ayrılırken oradaydı, geri geldiğimde yoktu. Araca önce özel harekâtçılar bindi, ardından Babi lakaplı Eray geldi, polislerle birlikte gittiler. Ben Doğukan’a sordum 'Sen gitmeyecek misin?' diye, 'Ben gitmeyeceğim arkadaşlar gidecek' dedi. Ben de polisler verdiğim ve Doğukan’ın arkadaşım olmasıyla sebebiyle aracı verdi. Saat 16.00-17.00 gibi gittiler, ben otoparkın kayıtlarını polise teslim ettim" dedi.

Uzunlar, konuşmada geçen ‘İcraata gitmişler’ konuşmasına ilişkin, "Polislerin kendi aralarındaki pavyon konuşmasını kastettim, çapkınlıktır. Beni kandırarak, bu olaya kattığı için Doğukan’ın kendisinden de şikayetçiyim" dedi.

Avukatlar Uzunlar’a Doğukan Çep’i neden farklı bir isimle kaydettiğini sorduğunda “korktuğunu” öne sürdü. “Bu araçta GPS cihazı yok, diğer araçlarınızda GPS cihazı var mıydı?” diye sorduklarında ise sanık müdafileri ve Ateş ailesi avukatları arasında gerginlik çıktı.

Mahkeme Başkanı müdahale etti, Uzunlar soruya, “Uzun süreli yolda olacaklara takabiliyoruz” yanıtı verdi.

09.40: MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Ufuk Köktürk’ün savunması da gerçekleşti.

Köktürk, Ateş’in öldürülmesinde azmettirici olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Doğukan Çep’in, cinayetten bir gün önce kendisini aradığını söyledi.

Azmettirici olduğu iddia edilen Doğukan Çep ile 2013 yılında Maltepe Cezaevinde aynı koğuşta tanıştıklarını itiraf eden Köktürk, Çep’in Ateş öldürülmeden önce kendisini 28 Aralık gece 23.00’de Facetime üzerinden aradığını söyledi.

Köktürk, duruşmadaki savunmasında suçlamaları reddetti. Çep’in olaydan önce kendisini arayarak borç istediğini söyleyen Köktürk, ödemenin bu nedenle yapıldığını öne sürdü.

Köktürk, savunmasına şu şekilde devam etti:

“Benim tutuklanmamdaki motivasyon para göndermem değil, ben daha önce cinayetten cezaevinde yattım. Nasıl olacak da eşim doğuma yakınken, cinayetle ilgili bir parayı eşimin hesabından atacağım… Bana başka da sorulan bir soru yok. Parayı ihtiyacı olduğu için ödeme yaptım. Biz tahliye olmayacağız, görülmemiş mahkemenin verilmiş kararıyla alınıyoruz. Evimi basıyorlar, ‘Kime attın parayı?’ diyorlar. Ama onlar için süper bir şey var. MHP İstanbul İl Başkanlığı önünde fotoğraf çektirmişim, MHP’yle ne alaka abi? ‘Yok Olcay kılavuz işin içinde mi?’ Ne alakası var Ülkücü camiayla? 55 yıllık parti, böyle bir şeye mi kalır? Bu kadar aptallık olabilir mi? Allah’ından bulacaklarını düşünüyorum. Burada normal cinayet davasında olmayacak şeyler dönüyor. 4 bin lira para atmışım sadece. Doğukan Çep benim sevdiğim arkadaşım, yokluk gördük, bu kadar arkadaşlığım var. Onun dışında bir tane olaya karışmışlığım var mı? Allah şahidimdir sırf Milliyetçi Hareket Partisi’nde fotoğraf çektirdim, Yavuz Selim Demirağ diye bir gazeteci hakkımda yazmaya başladı, eskiden severdim de onu.”

Avukatlar Serdar Öktem ile cinayetten bir gün sonra 31 Aralık’ta facetima üzerinden neden görüştüğünü sorarak, “Öğlen saatlerinde başlayan görüşme, akşama kadar sürüyor ev gece saatlerinde siz yakalanana kadar sürüyor. Ne konuştunuz? Doğukan Çep’in cinayet günü sizi araması var” diye belirtti.
Duruşma salonunda gerginlik çıktı, Köktürk, “O dosyayı kim incelediyse o da buraya gelir inşallah. Ben cinayet için arar mıyım ertesi gün? Ben Doğukan Çep’le yakın arkadaşım, görüşürüm” cevabı verdi.

Tetikçi Eray Özyağcı, 28 Aralık'ta özel harekât polisleri Muratcan Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey'in kullanımındaki kiralık transporter araçla Ankara'ya getirilmişti.

Aracın sahibi olan otopark işletmecisi Mustafa Uzunlar da gözaltına alınarak tutuklanmış, ifadesinde söz konusu aracı Ataşehir’deki otoparkta iki polisin aldığını söylemişti.

Mustafa Uzunlar savunmasında, suçlamaları reddederek, “27 Aralık günü otoparka gittiğimde Doğukan Çep otoparktaydı. Kendisi araç kiralamak için benden araç istedi. Polis arkadaşlarla birlikte düğün tebriğine gidip geleeceğiz dedi. Ben de aracı kiralayabileceğimi söyledi. İndirim de yaptım, polisler var diye de güvendim. Ben aracı yıkamaya verdiğimde, bu iki polis arkadaşın ‘Pavyona gideriz’ konuşmalarına denk geldim. Aracı polislere çalışanım teslim ettim, ben spora gittim. Doğukan ben ayrılırken oradaydı, geri geldiğimde yoktu. Araca önce özel harekâtçılar bindi, ardından Babi lakaplı Eray geldi, polislerle birlikte gittiler. Ben Doğukan’a sordum 'sen gitmeyecek misin' diye, 'ben gitmeyeceğim arkadaşlar gidecek' dedi. Ben de polisler verdiğim ve Doğukan’ın arkadaşım olmasıyla sebebiyle aracı verdi. Saat 16.00-17.00 gibi gittiler, ben otoparkın kayıtlarını polise teslim ettim" demişti.

09.20: Sinan Ateş cinayetinin tetikçisi Eray Özyağcı, cinayetten iki gün önce 28 Aralık'ta özel harekat polisleri Muratcan Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey'in kullanımındaki kiralık bir transporter araçla Ankara'ya getirilmişti. Bugün gerçekleşen duruşmanın ikinci ayağında ilk olarak diğer özel harekât polisi Muratcan Çolak’ın savunması alındı.

Çolak, suçlamaları kabul etmezken diğer polis Gelenbey’in teklifiyle Ankara’ya gitmeye karar verdiklerini söyledi. Çolak, “Daha sonra tanımadığım Eray Özyağcı geldi, dedesinin hasta olduğunu, Ankara’ya gitmek istediğini söyledi. Aşkın da bana abisinin sıkıntılı olduğunu söyleyerek, 'gitmişken eğleniriz' dedi. Ankara’ya gittik. Ben uyudum zaten. Arabayı yaklaşık 40 kilometre sürdüm dönüşte, sonra yine uyudum” şeklinde savunma yaptı.

Mahkeme Başkanı, araya girip, “Eğlenmeye gittiniz, abisini sormadı mı, 'niye geldiniz, eğlenmiyoruz' diye? Sen uyumaya mı gittin?” sorusunu yöneltti. Çolak da bu soru üzerine çelişkili ifadeler verdi, “Ben abisine sordum ‘Eğlenmeye gitmeyeceğiz mi?’ dediler ama ben uyudum, gidemedik” dedi.

Çolak, Doğukan Çep’i tanıyıp tanımadığına ilişkin sözlerinde de çelişkili bilgiler verdi. Başkan, bunun üzerine Çolak’ın "Otoparka Doğukan Çep geldi" sözlerini hatırlattı, Çolak, net cevaplar veremedi.

Mahkeme Başkanı, yine önceki ifadelerinde uyuduğuna ve eğlenceye gideceklerine ilişkin bir ifadesi olmadığını söyledi.

Mahkeme başkanı, Çolak’a "2 saat için mi Ankara’ya gittiniz” diye sordu, Çolak “Arabada içmiştim, uyumuştum” cevabı verdi.

Çolak, Eray Özyağcı’nın üzerinde herhangi bir silah görmediğini de iddia etti.

09.15: Duruşma, heyetin yerini almasıyla başladı.

DÜN NE OLMUŞTU?

Tetikçi sanık Eray Özyağcı, polise ve savcılığa verdiği ifadeyi değiştirerek, kendisini Doğukan Çep’in azmettirdiğini söylemişti. Cinayeti organize eden Doğukan Çep ise mahkeme başkanının, "Sen mi azmettirdin?" sorusuna, "Ben azmettirdim" yanıtını vermişti.

Çep savunmasına da, “Ben bu davanın baş aktörüyüm, azmettiriciyim" sözleriyle başlamıştı. Çep, "Dava dosyam için Sinan Ateş'ten yardım istedim, benden para aldı, sonra telefonlarıma çıkmadı. 'Öldürün' demedim, ayağından vurdurduk ama öldü. O açı Selman'ın açısı. Bence Selman'ın mermisiyle karnından vuruldu, Eray'a yazıldı" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.